14 Ocak 2013 Pazartesi

Pazartesi Sendromu

Evet sevgili blogsever kitle. Bir pazartesi sendromunda daha beraberiz. Şu devam etmekte olan pazartesi gününde, üç beş de olsa geç kaldım işe ve feysteki huysuz sikkolar gibi olmasa da ufaktan bir pazartesi buhranı yaşamaktayım.

Gelgelelim ben bu sendromu yaşamamak için internette okuduğum şeyi önümüzdeki pazartesi denemeye karar verdim. Öncelikle iş yerine yarım saat hatta bir saat erken geliyorsunuz. Güzel bir kahvaltı yapıp sevdiğiniz şekilde kendinize çay-kahve hazırlıyorsunuz. İnternette biraz gezinip ufaktan da ajanda + mail kontrolü yaparak gün içinde yapacağınız işlere hazırlık yapıyorsunuz. İş arkadaşlarınızın sizden sonra gelmesinin, hatta uykusunu tam alamamış bir denyo şeklinde gelmesi ve sizin bir saattir orada olup bir sürü şey yapmış olmanızın size pozitif etkisi oluyor. Bu lanet olası pazartesi sendromu yaşayan huysuzlar sizi güldürüyor. Çünkü siz güne erken başlayan bir lolipopsunuz. Hakkında şu pazartesi hemen bitse ya denen bir gün için siz daha özenli davranıp, kısalması istenen günü bilakis uzatıyorsunuz.

Yani olay temelde çok basit: Bütün olay motivasyon, konsantrasyon, kümbetsel içbükey dinamikler olayı yani. Bu kadar basit. Gazamız mübarek olsun. Bu tür sorunlarla çok boğuştuk, çok çok sorun da yasadık, hepsini de bir bir aştık, aşıyoruz, aşabildik, aşarızdık, yine aşarız, aşıyorlar, aşağıdan gelen telli turnalar. (Tam başbakan gibi yapamıyorum lan.)

Hiç yorum yok: