23 Aralık 2010 Perşembe

Sevgili 2010

Git dostum, lütfen git sevgili atılım yılı 2010, arkana bakmadan git, sittir git.

21 Aralık 2010 Salı

Teknoloji Köşesi

Şu hergün onlarca yazı bıraktığım, milyarlarca insanın girdiği blogumda, futbol hakkında çok karalama yapmaya çalışmışken, kendi konu alanımla ilgili birşeyler yazmadığımı farkettim. Bir bilgisayar programcısı, bilgisayar öğretmeni, MCSE vs olarak kendi konu alanımla ilgili de bazı gönderiler yazmaya karar verdim bundan sonra. Denk geldiğim ve çözdüğüm/çözemediğim bir sorunu da yazabilirim, alakasız uç bir bilgiyi de, kullandığım ürünü, uğraştığım denyo bir kullanıcıyı, veya denk geldiğim herhangi bir IT geyiğini paylaşabilirim sizinle. Falan, filan ve de felan.

İlk teknoloji gönderisi de anektodsal olsun. Yeni iş yerimde IT'deki arkadaşım bana laptop aldıracakken sağolsun i5 işlemcili bir Asus sipariş etmek istedi. Kasa olarak çok beğenmesem de fiyatına göre özellikleri gayet iyi olan bir laptoptu bu.
Sonra işten ayrılan bir arkadaştan gelecek olan Centrino işlemcili bir Toshiba düştü kısmetime. İşlemci ve ekran kartı (Asus 1 gb ATI; Toshiba 512 mb ATI) dışında bütün özellikleri aynıydı laptopun. Ama kasası sebebiyle bence Asus'tan daha iyi oldu.

18 Aralık 2010 Cumartesi

Ayküt Kocaman

Aykut Kocaman denince, futbolla ilgilenen herkeslerin aklına başka bişey gelir. Kimi ilk futbolculuğunu bile bilir, kimi oyunculuğunun sonundaki kısa bir dönemde takımından şutlanışını hatırlar. Kimi de yaşı yetmez sadece teknik direktörlüğünü hatırlar. Bize çok gol attığını hatırladığımdan biraz uyuz oluyorum kendisinin topçuluğuna, çekememekten. Teknik tıraktör olarak da muhteşem bir cevher olduğunu düşünmüyorum. İyi bir hoca ama bence en azından şu an ve önümüzdeki 5-6 yıl Feneri çalıştıracak kalibrede değil, o kıvama henüz gelmedi. Falan, filan vs.

Günümüzde ise yani son zamanlarda Ayküt Kocaman dendiğinde benim aklıma direkt olarak "yarım kaşlı adam" tamlaması geliyor. Geçmiş ve şu andaki kariyerinden çok kaşlarının neden böyle olduğunu merak ediyorum ya. Saçma değil mi? Evet gayet saçma, git işine Kamil yaa.

Traş

Efenim geçen gün söylemesi ayıp sakal traşı olmam lazım. (Bunun da nesi ayıpsa, hey Allahım.) Traş köpüğü bitmiş, derhal babamın eski usül traş kremlerinden birini alıp sürdüm ve köpürtmeye başlarken keskin böyle nanelimsi bir koku geldi. Vaay dedim, çakal babama bak mentollü filan takılıyor. İşte köpürttüm iyice ama bu iyice köpürtmeden sonra gözlerim yanmaya başladı. Sonra kontol amaçlı bir baktım ki kamil gibi diş macununu sürmüşüm krem diye. Şimdi öncelikle şunu sordum kendime: Ben nasıl bir gerizekalıyım?

Sonralıkla da dedim ulan sürmüşüm hazır traşımı olayım bitsin gitsin. Hemen akabinde yukarıda kendime sorduğum soruya ek olarak manyak olup olmadığımı da ciddi bir şekilde düşündükten sonra yüzümü yıkadım. Traş kremini bulup sürdüm, traşımı oldum. Gerçi aklım da macunda kaldı bir deneseydim keşke, belki de devrim yapacaktım dünyada. Bu da geçti ya aklımdan ya yuh bana artık.

11 Aralık 2010 Cumartesi

Christian Bale

Arkadaşım, fabrikatörü oynarsın aynı tripler aynı pozlar, fakirlikten geberen adamı oynarsın aynı tripler aynı pozlar. Bu lafı Türk dizi piyasasındaki oyuncuların yüzde 90'dan fazlasına söyleyebilirim. Biraz fark olmaz mı lan arada? Raging Bull filmi için adam 20-30 kilo alıyor. Sen bir çalışmıyorsun fakir nasıl olur, Adanalıyı oynayabilmek için o gerekli lehçe nasıl olur diye?


Aşağıdaki ve yukarıdaki fotoğraflarda yer alan adam aynı; Christian Bale. En çok Batman serisiyle bilinir ama ben ilk Amerikan Sapığı filminde izledim bu abiyi, vücut fit böyle, karın baklava; kollar ve butlar deli gibi kaslı filan çalışmış yani abi. Yukarıda görebilirsiniz. Bir de aşağıdaki The Fighter filmindeki haline bakın abinin.

Messi'ye sahada şok


Alıntı:
"Dün akşam oynanan Panathinaikos -Barcelona maçında sahaya inen Panathinaikos taraftarı Messi'ye yönelik yaptığı hareket ile Arjantinli futbolcuyu şok etti."

24 Kasım 2010'da Yunanistan'da oynanıyor maç, Barcelona 3-0 yeniyor Panathinaikos'u. Sahaya bir adet su katılmamış dallama giriyor. Dallama nedir diye soranlara "ahan da budur, bu ve bunun gibilere dallama diyoruz biz" diyerek açıklama yapabilirsiniz. bu eleman koşa koşa Messi'nin yanına gidiyor ve orta parmağını gösteriyor.

Şimdi bazı sorular var:

1- Barcelona zaten bir terslik olmazsa çatır çatır yenecek hıyar neyin peşindesin sen? Milyonlarca euro değeri olan bir futbol kulübü saha gelmiş insan gibi izlesene.
2- Rakipten biri takımına birşey mi dedi de böyle yapıyorsun?
3- Oldu da dünyaya "Ben bir sığırım" diye haykırmak istedin, bunun için hareket çekeceğin adam Messi midir?
4- Efendi olmaktan daha uzak bir adam olsaydı ne yapacaktın?
5- Montunu bile donunun içine mi soktun?
6- O don nedir lan öyle hayvanın oğlu?

8 Aralık 2010 Çarşamba