31 Mayıs 2013 Cuma

Havaalanı

Bugün hava alanının oradaki DTM'de toplantımız vardı. Çıktığımızda hava alanına otopark parası vermemek için gayet ezik bir şekilde dışarıda bekleyen arabaları bir bir geçiyorduk ki, resimdeki gibi tankvari bir Range Rover cip gördüm. Ablanın biri durmakta olan arabada camları kapatmış, motoru kapatmamış, dolayısıyla yüzde yüz gibi bir ihtimalle klima altında rahat rahat takılmaktaydı. Üç-beş liralık otopark parasından kaçış ama yakıt açısından masraf değil miydi acaba? Mantalite esas sıkıntılı olan konudur burada, o cip altındayken otopark parasında mısın ablacığım sen?

Soner

İlk dinlediğimde beğenmemiştim bu şarkıları, kamilin biri ile Zeytinburnu sokaklarında, yüksek seste dinledik arabada (Zeytinburnu sokakları olunca laf da attık zaten, benim arkadaş kadınların popolarına bakmaktan kendini alamaz zaten tam ZB çocuğu), öyle olunca hoşuma gitti (Şarkı gitti, popolar değil yanlış anlaşılmasın.) Blogda da bulunsun istedim, evde kulaklıkta dinleyip dinleyip kendi kendime kliplerini çekiyorum adeta tam bir mal gibi. Tabi yerseniz.



29 Mayıs 2013 Çarşamba

Ay kudunt

Kusura bakma da ne yazık ki çocuktan beter bir zavallısın sen hocam. Google'da daha adını yazmaya başlarken daha sadece "ayku" yazabilmişken adınla birlikte istifa haberin geliyor.





Oldu da adını yazmaya devam ettik yine henüz başlardardayken, bu sefer "aykut ko" yazabilmeye varabilmişken gelen başlıklar da yine istifa üzerine. Aşağıya gelen haberlere de bir bak istersen nelermiş sana dair ilk gelen haberler.


Bu da ara not olsun, seninle ilgili bloga önceden eklediğim bir not, geçen sene de bir ara istifa ettin ya, o dönemden kalma:

http://kamilgugum.blogspot.com/2012/12/espiri.html









Esas bomba da şu feysbukta dönen hadise. "aykut kocaman istifa etti 2" yazıldığında da bir yazılım versiyonu gibi senin istifa versiyonların çıkıyor sayın hocam. Valla yazık sana. Utanıyorum senin adına.



23 Mayıs 2013 Perşembe

Godot

1997'de üniversiteye başladığım yıl ilk okuduğumda absürdlüğünde boğulduğum, 8-9 yıl boyunca üst üste her yıl mutlaka bir kez okuduğum, içinde insan hayatına dair binlerce töz bulunmasına rağmen yan taraflardan yalnızlığa yaptığı vurguyla ağzıma sıçan, gözlerimi dolduran bir oyun. Büyük bir umutla bekliyorsunuz ve gelmiyor Godot, beklemek sizi mutsuz yapıyor ama yine de bekliyorsunuz, buluşma yerini terk edemiyorsunuz.

Godot'yu bekleme Kamil, anasını siktiğimin godoşu gelmeyecek.



22 Mayıs 2013 Çarşamba

Götze

Adın gibi götün birisin sevgili kankatorres. Dortmund taraftarı olmakla övün, hep burdan gidip Dortmund seyircisinin gönülnde yer et, sonra sırf para için, birkaç yıl beklesen Barcelona'ya, Manchester'a gidebilecekken, 20 yaşında en büyük rakibe transfer. Bırak bu işleri kardeşim, zira kimse yemiyor.

(Resmi üzerine tıklayıp okuyunuz lütfen)

Karik



Uzun bir aradan sonra bir blog iletisine monte edilmemiş sadece karikatür iletisi.

Comparison


1987 model bir Macintosh ile 2011 model bir PC'nin karşılaştırması. İşlemcilerinin 8 Mhz'ye 1600 Mhz; bellek miktarlarının da 2 mb'a 1024 mb olduğunu belirtelim. Macintosh evirip çevirip yeniyor of kors. Kamil Güğüm Ohannesburg'tan bildirdi.

Tıroookpaaaa


Didier Drogba: Kralı unutmayın! Metin Oktay parçalısının bir parçası olmak gurur verici.

Büyük adamsın kankatorres, oynadığın kulübün geçmişine vs bakıp böyle sahipleniyorsan, harbiden büyük adamsın. Kaşkere 1-2 değil de 6-7 yıl top oynayabilecek düzeyde olsaydın be. Parçalı da çok yakışmış bu arada tosunumuza.

Pastaneci

Sabahları poğaça, simit vs aldığım bir pastane var. Burada sıradaki insanların siparişlerini hazırlayıp veren eli çabuk bir eleman var. Bunun samimi olduğu insanlara yaptığı bir numara var, o da şöyle ki; paketlediği şeyi dipten sıkıca tutuyor müşteri almak istediğinde hafif paketi çok hızlı çekmediğinden paket pastaneci elemanın elinde kalıyor, bu da gülümsüyor filan. Noldu, espri yaptı. Geçen bana da yapmıştı da ben ayı gibi çektiğimden alıp gitmiştim, şaka mı yaptı vs elemana bakmamıştım bile. İçimden de tam bir yavşak gibi hareket ederek "işimiz gücümüz var" diye söylenip, öfleyip püflemiştim. İşine gücüne sıçtığımın kamili beni.


Neyse efenim geçen gün işe öğleden sonra saat 3 gibi gidiyordum, öğle yemeği yerine burdan birşeyler yerim diye düşündüm. Yine birşeyler almaya gittiğimde baktım bu arkadaş aynı yerde çalışıyor ve sabah yediden beri orada olan elemanın çok zor şartlar altında çalıştığını farkettim bir an. Bir metrekare alan, bütün işi açma, poğaça ve üstüne üstlük de ne'li poğaça istediğini sorduğunda, 1 liralık ürün aldığına bakmadan, "kaç kere söyleyeceğiz" gibilerinden triplere giren sikik, bir o kadar da ancuk ağızlı müşteriler. O an arkadaşın gözlerinden yorgunluğu ve hatta belasının skildiği anlaşılıyordu. Bu pastaneci arkadaşa ben bir espriyi çok görmüştüm ya kendi kendime çok kızdım. Umarım aynı espriyi bana tekrar yapar bir gün de, ben de yavşaklık yapmadan "ulan seni seni gibilerinden gülümserim bu sefer. Bakalım, beklemedeyim.

Kariyer Rekoru

Daha önceden bu kadar ping paketi sayısı gördüğümü hatırlamıyorum. Kendini yeniden başlatan sorunlu bir cihazımız vardı ve gerekli yazılım güncellemelerini yaptıktan sonra test amaçlı olarak açık tutmaktaydım. Dün akşam çıkarken kendisini pinglemeye bırakarak çıktım ve sabah gelip de ping işlemini kestiğimde 51 bin 833 ping paketi gördüğüm en yüksek sayı oldu sevgili arkadaşlar. bunların tamamının ulaşmış olması da cihazın stabil bir moda geçtiğini gösteriyor. Böyle de bir anım oldu, paylaşayım istedim.

14 Mayıs 2013 Salı

Eğlence Fora

Ekşi'de gördüm de içim acıdı, sınırsız meşrubat ne lan :) Dikkat edin de çarpmasın bari çocukcağızları. Altına da twitter etiketi koymuşlar #fatihuniversitesibaloda diye. Self satisfaction derdi benim entel bir arkadaşım, o hesap olmuş. Eminim ki çok eğlenceli geçecek.

13 Mayıs 2013 Pazartesi

İtici olmak

Çok bilinen bir gıda markasıyım. Et ve süt ürünleri üretiyorum ve pazardaki liderlerden biriyim. Sucuk, salam vs gibi mamuller de üretiyorum. Piyasada da tutulan sağlam bir tanınma oranı olan ürünler. Sonra kendi kendime "ya ben bu ürünlerimin nasıl ağzına sıçarım, nasıl geçmişini zikip insanların gözünde en uzak en itici noktaya getirebilirim acaba" diye derin derin düşünüyorum. Sonra da aklıma geliyor tabiki, aaaa doğru ya yeryüzündeki en itici insan olan sevgili oyuncu, dj, vj, sunucumuz gelip o muhteşem iticiliğiyle gevrek gevrek rahatlığıyla ürünümün ağzına sıçabilir.