19 Ocak 2012 Perşembe

Ağzıyla İçemeyen Adamlar

Geçen ay bir asker eğlencesi yapmıştık ve yine yılbaşından önceki hafta yılbaşı eğlencesi ve 31 Aralık'ta da ailecenek yılbaşına girerken biraz içmiştik. İlk ikisinde bazı arkadaşların çakırkeyiflik diye bir olayının olmadığını gördüm. İçki ortamının daha doğrusu içen adamın bir gidişatı olur. Eğlenmeye gelinmiştir. Bir kaç duble atarsın, çenen düşer, rahatlarsın, gülersin. Birkaç tane daha içince oynarsın, daha çok gülersin, öpüjem dersin.

Rakıyı koklar koklamaz ortama sıçmaya başlayan adamları anlamıyorum ve anlamayacağım. Hani en başta kafadaki düşünce var ya "Ben bugün eğlenmeye geldim" diye. Adam onu evrime uğratmış "Eğlenicem ulan ben, heyt en çok ben eğlenicem" diye başlıyor muhabbete. İlk kadehi bitirmeden maymuna dönüyor. Duvardaki resimle oynuyor. Bulmuş kendi gibi iki tane büyükbaş. Mikrofonsuz canlı müzik yapan adamların sesini bastıra bastıra bağırıp kendi keyfine göre takılıyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde kusuyor, tuvaletten sağdan soldan topluyorsunuz.

Daha sonra kendine geldiğinde de o gün biraz dağıttığını söylüyor. Ulan Allahın beygiri, ne birazı, kaç biraz. Yeter kardeşim, seni ben toplamak zorunda mıyım? İnsan gibi iç işte, kimsenin huzurunu bozmadan, efendi gibi iç. Ağzınla iç hayvan, ağzınla lan.

Hiç yorum yok: