1 Ekim 2010 Cuma

Halısaha Maçlarım - 1 (10 Eylül)

Geçen Eylül ayı içinde üç adet maç ettim. Sırasıyla ayrı anektodlarla neler yaptım neler ettim anlaticiiiiiim. Çünkü halısaha bir Türk erkeğinin en zayıf noktasıdır.

İlkini ayın onunda bizim hemşolarla ettik. Bundan önceki yaklaşık 1400 maçtaki gibi adeta bal yapmayan arı gibi oynadım. Sıfır gol, sıfır asist, iki top çalma ve dört bin top kaybı. Üst üste doksan beşinci maçımda da gol atamadım. Sayıları biraz abartmış olabilirim tabi ama oldukça verimsizdim. Daha doğrusu hiç içime sinmedi. Bunun sebebi sanırım kenarda hemşolardan yaklaşık yirmiye yakın arkadaşın bizi seyretmesiydi. Bu gibi durumlarda üzerimde baskı hissediyorum sanırım. Ya da olayı buna yıkıp kaçmaya çalışıyor da olabilirim.

Aklımda kalan çok şey yok o maça dair. Lanet, yenildiğimiz, fark yediğimiz bir maçtı işte. Bu ekiple üçüncü maçına çıkan yeğenim ilk golünü attı, çok sevindi. Son 13 yılda -burda sayıyı abartmıyorum- sanırım üçüncü kez bir maçta yere düştüm. Beni düşüren Metin abi de "Kendim takıldın düştün ben naptım" dedi. Faulle karışık sağlam bir dalmam lazım kendisine sanırım.

Hiç yorum yok: