28 Mayıs 2012 Pazartesi

Sığır baba

Geçen cumartesilerden birinde yeryüzündeki en çok sevdiğim insanlardan biriyle, tamamen teşhir amacıyla orada tutulan büyük bahçe salıncaklarında sallanmak amacıyla, bizim oraya yakın bir yapı markete gittik. Orada bir aile manzarası gördüm ki şöyle.

Oradan oraya atlayan biri 4-5 biri 7-8 yaşlarında iki kız çocukları var. Bir o salıncaktalar, bir bu hamaktalar; bir o koltuğa basıyorlar, bir öbürüne yatıyorlar filan. Neyse bu sıpaların üzerine basıp zıpladıkları küçük çaplı bir trambolin vardı. Büyük kız hayvani bir şekilde basa basa zıplamaya başladı buna. Anneleri de oldukça uzakta hareketsiz durup çocukların veya eşinin yanına gelmeyen denyo babaya "Aaa Eşşekhan baksana, bu çok güzelmiş, çocuklara alsak iyi olur belki de" diyerekten tramboline yöneldi ve daha adımını atamadan kocası gözlerini pörleterek karısına "ŞŞŞİİŞŞŞŞŞŞŞŞŞTT" dedi, kadın aynen geri "kaçtı", bildiğin korktu ve kaçtı kadın. Mal baba Eşşekhan, bunu söylediğinde gez-göz-arpacık misali aynı hizada olduğumuzdan kendisiyle göz göze geldik. Ben olanca teatral yeteneğimle "Senin ben teeeamuniyea koyim" bakışımla baktım. Sonra beyimiz karısına bilmemne tarafta bekleyeceğini buyurarak sktirolup gitti gözümün önünden.

Hiç yorum yok: