31 Temmuz 2013 Çarşamba

Sevgili

(Çok istediğim gibi olmadı ama buyrun okuyun arkadaşlar)
  • Zamanında bir kız arkadaşımla olan tartışmanın ardından gece saat üçte feyisbukuma "aşk diye birşey yoktur, gidin yatın şimdi" yazmıştım. O anki kız arkadaşımın aşka dair bende yarattığı nefretimsi hissiyat buna neden olmuştu.
  • İleriye dönük bir birlikteliğe başladığımı sandığım ve çok özenli davrandığım bir olayda da o dönemki kız arkadaşım, nasıl olacaksa eski kız arkadaşımın bizi ayıracağını düşünerek benden ayrılmış, ben de "niye istediğim gibi olamıyor" diye düşünerek evlendiğim kişiye vermek üzere "Eşime mektup" yazmıştım. Tam bir romantik sırsiriymişim.
  • Sonra 3 yıl çıkmanın ardından bu mektubu, sevgimin ve kendisinden eminliğimin bir nişanesi olarak başka bir dönemki kız arkadaşıma vermiştim, hani "Eşime verecektim de, eşim sen olacaksın nasılsa" hesabı. ama onun da oyalamaları ve bazı ağır yalanları yüzünden ondan da ayrılmıştım. Mektubu "ben evde saklayamam" diyerek bana itelediğini de ayrıldıktan sonra fark etmiştim mal ben.
  • İlk birlikteliğim olduğundan saşma sevgimle korkuttuğum ve benden ayrılan üniversitedeki ilk kız arkadaşım da; alkollü bir gecenin ardından birlikte olmamıza müteakip beni şutladığı dönemdeki taşıdığım alevle geri dönmek istemişti.
  • "Değil beş ay, ben seni iki yıl beklerim" diyerek beni askere gönderen ve kırk günlük askerken benden ayrılan başka bir model ise asker dönüşü, ağlayarak özür dilemiş, kırk gün bekleyemediği bana 4 ay tekrar başlamak için ısrar etmişti.
  • Böyle sayıyorum millete ama, beni karşılıksız sevdiğini hissettiğim ve karşılığında benim kendisine büyük bir yalan söyleyerek tak diye ayrıldığım bir sevgilim olmuştu. Aynı üniversitede hemen hemen aynı yıllarda okuyup hiç denk gelmediğimiz. İyi bir insan olduğuna inanılmaz şekilde kani olduğum, bunu söylediğimde "İyi insan olmak yetmiyor be Kamil" diyen, beni kısmen affetmiş olan.
  • Sevdiğimden daha çok saygı duyduğum için, kendisini üzmemek için; duymak istediğini söylediğim zamanlar oldu kimisine. Kimisi de duymak istediğimi söylemiştir bana muhakkak.
  • Ayrılan ben olmuşsam geriye hiç bakmadım. Konuşabilmek, karşılıklı sakin bir şekilde kurulabilecek diyalogla her şeyin çözülebileceğini inandığımdan; ya zaten öncesinde bunu konuşmuşumdur, ya da zaten diyalog yokluğundan o hale gelmişimdir diye düşündüm hep.
  • Benden ayrılmak isteyenin peşinden koştuğum olmadı hiç, deli gibi peşinden koşmak istesem de, ayrılırken bana yapılan açıklama çok ama çok saçma olsa da ısrar etmedim, edemedim kimseye. Gurur iyi bir şeydir diye düşündüm hep.
Belli bir zaman önce internetlere vs.lere yazdığım laf öbeğine inanmıyorum artık. Aşk diye birşey vardır ve herkes kendi algısına göre yaşar, fark eder bunu. Son zamanlarda öğrendiğim bu benim.

Adamın biri birkaç yıllık evliyken birini öldürüyor ve bahçesine gömüyor. Karısı da herşeyi görüyor ve kocasını ispiklemiyor tabiki. Aradan 25 yıl geçince bir gün kavgalar iyice arttığı bir gün adam boşanmak istiyor ve mahkemeye başvuruyor. Kadın da kocasını şak diye ispikliyor ve hapse şutlatıyor.İnsanların kaç yıllık eşlerini sokak ortasında kurşunlayarak, onlarca kez bıçaklayarak öldürdüğü bir ülkede yaşıyoruz. Sevdiği bir insana bunu yapacak hale nasıl gelir. "Geliyor işte" dememek lazım, seven insan sevdiği insandan sevdiği için vazgeçebilir.

Hayatımın herhangi bir döneminde hoşlandığım bile olsa, kalbimde herhangi bir pırpır oluşturan insanların çoğu için "benimle olmadı, Allah yolunu açık etsin, onu hep mutlu etsin" diyebiliyorum. bu güzel bir şey, ama bazen de bu hissiyatın olmadığı durumlar oluyor ki bu durumda da benim yapabileceğim birşey yok. Çünkü o durumun o hale gelmesinin sebebi zaten ben olmuyorum.

"Her ilişki kendi içinde özeldir, her ilişki kendi içinde güzeldir." Bu güzellikleri yaşarken, birlikteliğin içindeyken etraflıca bakmak, değerini bilmek gerek. Çevremde yaşadığı ayrılıktan ötürü beyin olarak çok yıpranmış, birlikteliğini rutine bindirmiş, evliliği mutsuz giden çok insan var.

Benim hiç kavga etmediğim bir tane birlikteliğim oldu. Öyle üç beş aylık kısa bir birliktelik de değildi bu ve hiç bir tartışma bile yaşamadım. Bu birliktelikten sonra ben, aşk diye birşeyin olduğuna kanaat getirdim kendimce. Karşındakinin zaafına basmadan, konuşarak, anlamaya çalışarak, gözüne bakarak ve en önemlisi karşındakinin sevgilin olduğunu unutmadan konuşarak. Karşımda sevgilim olduğunu unutmadan yaşadığım bir birliktelik. Karşımda sevgilim olduğunu unutmama imkan olmayan bir birliktelik, çünkü her baktığımda bana aynı aşkla bakan gözleri görebildiğim, karşımda sevgilim olduğunu her bakışımda hatırlatan bir birliktelik.

Ben Kamil Güğüm. Kötü bir insanım. Kötülük yaptığım insanların hepsinden özür diledim, çoğu da affetti beni. Bana kötülük yapıp özür dileyenler de dilemeyenler de oldu ve ben de çoğunu affettim.

Ama bir de, belki de iyi bir insan olduğum için, denizin buz gibi soğuk sularının bir tapınağa çıktığı yerde, yer yüzündeki milyarlaca insanın yaşayamayacağı bir mucizeye şahit oldum, yaşadım. Ben Kamil Güğüm, iyi ve şanslı bir insanım.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Çok bekletme ama..

Adsız dedi ki...

Kamil çok bekledik ama :)

Adsız dedi ki...

İnsan seviyosa vazgeçmez.,