29 Şubat 2012 Çarşamba

Reflü

Bir reflü hastası olarak, bu yazı en çok bana özel sevgili dostlar. Bazen azıyor benimki ne yersem yiyeyim yanma oluyor, bazen de sakinliyor en fena kızartmayı bile yesem hiçbir sıkıntım olmuyor. Ama uzun süre aşağıdaki yönlendrimeleri uygulayarak hastalığı kökten bitirmek gerek, ben de bunu tam yapamıyorum sanırım.


REFLÜ HIZLA ARTIYOR - Dilara Koçak

Her geçen gün ‘özafagus reflüsü’ne yakalananların sayısı artıyor. Kilolu birey sayısındaki yükseliş, hareketsiz yaşam ve kötü beslenme alışkan-lıkları, mevcut durumu daha da kötüleştiriyor

Reflü sözcüğü, ‘geriye kaçma’ halini ifade ediyor. Sağlıklı bir mide ve sindirim sisteminiz varsa yediğiniz yiyeceklerle içecekler mideye indikten sonra tekrar yukarı ağıza doğru geri gelmez. Ancak yemek borusunun altındaki kapakta çalışma bozukluğu varsa işte o zaman sorun başlar. Geceleri yatarken öksürük krizleri yaşayıp sırtınızda ve göğsünüzde, uyanınca boğazınızda yanma varsa, ağzınıza acı su tadı geliyorsa, ses kısıklığı gibi yakınmalarınız varsa reflüye yakalanmış olabilrsiniz.

En basit ifadesiyle özefagus reflüsü; yemek yendikten sonra yiyeceklerin mideden yemek borusuna ve ağıza geri gelmesine deniyor. Özellikle yemek borusunun altındaki mide geçişinde bulunan kapının çalışma bozukluğundan kaynaklanıyor. Buna ek olarak midenin boşalımının iyi olmaması veya mide çıkışında, boşalmayı engelleyecek bir daralma olması da reflüye yol açıyor.

Bu arada stres faktörünün de bu sorunun gelişiminde oldukça etkili olduğu biliniyor. Araştırmacılar yoğun stres halinde salgılanan stres hormonlarının yemek borusu alt kısmındaki kapak yapısını bozup gevşettiğini ve bu durumun da reflü süreçlerini tetiklediğini düşünüyor.

Reflünün tedavisinde asıl hedef ‘yaşam tarzı değişikliği’nin sağlanabilmesi olmalıdır.  Genel olarak doğru yemek seçimi, uyku düzeni ve uygun yaşam  şekliyle sorunlar çözülebiliyor ancak, reflünün durumuna göre ilaç tedavisi, endoskopi tedavisi veya cerrahi müdahalede uygulanabilmektedir.

ŞİKAYETİ OLANLARA ÖNERİLER

* Yemekleri az az, sık sık olacak şekilde tüketin. Midede doluluk duygusu oluşturulmamalı.
* Yavaş yiyin ve çiğneyin. Yemek-lerden sonra en az 2-3 saat boyunca uzanmayın, yatmayın.
* Karında basıncı artıran sıkı kemer, çamaşır kullanmayın, dar kemerler ya da beli daraltıcı korseyle benzeri giysilerden kaçının.
* Yatağın başucunu 15 cm. kadar yukarı kaldırabilir ya da özel yastıklar kullanılabilirsiniz.
* Sıvıları öğün aralarında almanız daha doğru olur yemekte aşırı sıvı tercih etmeyin.
* İlaçlarınızı yeterli suyla, tercihen dik pozisyonda alın.
* Çok sıcak ve soğuk besinler tüketmemeye çalışın, meyveleri oda sıcaklığında bulundurun
* Alkol ve sigara kullanmayın.
* Boğazda bir kaşıntı hissedildiğinde bunu temizlemeye çalışmak yerine su tüketerek geçmesini sağlayın.
* Kilo sorunuz varsa mutlaka bir diyetisyen yardımıyla uygun ve sağlıklı kilo vermeye çalışın.

TÜKETİLMESİ ÖNERİLMEYEN GIDALAR
* Kızartma ve kavurma yöntemiyle pişirilmiş besinler.
* Yağ içeriği sebebiyle sakatatlar, pastırma, sucuk, sosis gibi şarküteri ürünleri.
* Aşırı yağlı ve şekerli besinler.
* Kereviz, lahana, karnabahar, brokoli gibi gaz yapabilecek sebzeler.
* Portakal, mandalina, greyfurt, gibi asitli meyveler.
* Gaz yapması sebebiyle kurubaklagiller.
* Soğan ve sarımsaklı ağır soslar.
* Asitli içecekler ve çikolata.
* Acılı baharatlar, turşu, sarımsak, limon tuzu.
* Kafein içeren tüm besinler, koyu çay.
* Yağda kızarmış yumurta.
* Yüksek yağ içeriği olan peynirler.

Hiç yorum yok: