7 Şubat 2012 Salı

Fakingımseyl

Askerden önce bir ara beraber çalıştığım bir arkadaşım vardı. Sonra farklı işyerlerine dağıldık ama irtibatı koparmadık. Elaman benim iş hayatımla ilgili tek sıkıntımın hakettiğim -hadi duygusallığı bir kenara bırakalım istediğim, piyasada dengim olan adamların aldığı kadar- kazanamamak olduğunu bilen bir arkadaşımdı. Beyazıt'taki Sahaflar Çarşısı'nın orda karşılaştık bir gün. Üç beş ay öncesinden maaşsal sıkıntılarımın devam ettiğini biliyordu bu karşılaştığımız son seferde. Sormadan edememişti tabi göt. Naber maber falan filan muhabbeti çok uzamadan, bu bana işimin nasıl gittiğini sordu. Aynı ya dedim şartlar martlar aynı. Senin nasıl diye sordum ve şu tarihi cümleyi söyledi: "Benim iyi ya kanka, para var huzur var."

Senin ben samimiyetinin, arkadaşlığının ta amına koyim be arkadaş. Sen nasıl bir organismasın lan öyle, göttenbacaklılar familyasından mısın lan, mistır sikko! Zamlı maaşımı almamın ertesinde bugün bunun bir benzerini yaşadım şirkette. Güzel bir zam alan arkadaşım gelip benim ne zam alıp almadığımla götüyle ilgilendi. Ben de olan zammı daha da az söyledim sevinsin diye. Onun zam oranı dedikodu olduğunda herkesin nefretini kazanacağını, kendisiyle ilgili dedikodu mekanizmalarının çalıştırılıp, ayağını kaydırma operasyonlarının başlayacağını farketmeden "En çok zammı ben aldım" diye dolanıyor ortalıkta.

"Neden uyarmadın Kamil?" Bilmem, hak ediyor mu bu düşünceli hareketi?

Hiç yorum yok: