25 Eylül 2010 Cumartesi

Ben özgürüm!

Şarkıda diyor ya hani; "o kadar özgür bir o kadar da yalnız kaldık" Hangisi peki önde olan? Özgür ama bir o kadar yalnız mı kaldın, yoksa yalnız ve bir o kadar da özgür mü kaldın? Hangisini önce hissediyorsun? İçin içine sığmıyor mu? Çok mu mutlu oldun? Sen gerçekten özgür kalmış olsan gerek. Emin ol ki gününü gün ederek dolaşmaya, Evliya Çelebi gibi gezmeye devam edebilirsin, senin için sorun yok.

Peki ya benim gibiysen. Herkesin içinde çok iyi, gülen eğlenmeye çalışan, bunları yapabilmek, bunları tetikleyebilmek için birkaç zaman öncesine göre daha fazla, garip bir içsel patlama hissediyorsan. İnsanların yanındayken eğlenmeye en hevesli ortam adamı oluyorsundur. Yapılacak aktivitelere önayak olma çabalarına girişiyorsundur. Daha çok faal olma çabalarına girişiyorsundur. İnternette, arkadaş gurubunda, çalıştığın yerde, her ortamda...

Belki de tüm bunları yapmaya çalışıyorken benim gibi içten içe biliyorsundur, intihara sürüklenme konusunda beginner seviyesine geldiğini. Hayatının boşluğunu sorguluyorsundur ufaktan. Belki de arabayla düz olmayan bir yolda süratle giderken benim gibi 10 saniye gözünü kapatmaya başlamışsındır, yükseklik korkun varken ayaklarını dördüncü katın balkonundan sarkıtıp aşağıyı seyrediyorsundur. Ama sadece seyrediyorsundur. En kötüsü de belki benim gibi ev ahalisi odalarına çekildikten sonra odanda yalnız kaldığında; o yalnızlığı, yalnızlığını, tek başına olduğunu, tek başınalığını, yeryüzündeki sahip olduğun yegane şeymişçesine, dünyadaki en büyük gerçeklikmişçesine hissediyorsundur.

Eğer bu durumdaysan yazık sana be kardeşim.

Hiç yorum yok: