- Haberim yok Dangoz Bey.
- Nasıl yok ya?
- Ben almadım ki bunları bilgim yok.
- Ya siktir git benim canımı sıkma lan, çık dışarı siktir git gözümün önünden.
İsmail açık olan kapıdan yediği bütün küfürleri duymuş olan benim gibi arkadaşlarının hüzünlü bakışları arasında, başı önünde tuvalete gidiyor direkt olarak. Utanılacak birşey yaptığından değil, kimse gözlerini görmesin diye başı önünde. Tuvalette ağlıyor biraz. Sonra yüzünü yıkayıp masasına geçiyor. Bu telefon hatlarının faturasının fotokopisini alıyor, sağlam bir telefon trafiği akabinde hatları satın alan kişiyi, şirket yetkilisi olarak da Dıngıl beyin göründüğünü buluyor. Derhal gidip Dıngıl beyden hatların alındığı tarih, alınma amacı vs herşeyi öğreniyor. Bir buçuk saat önce kovulduğu odaya girdiyor, kapıyı çalıp içeri giriyor, ufacık bir es bile vermeden durumu Dangoz beye tüm objektifliğiyle anlatıyor. Sonuna da "Konunun benimle hiçbir alakasının olmadığını, benim bu hatlardan bugün haberdar olduğumu ve dolayısıyla bugünkü tavrınızın herhangi bir tarafını herhangi bir şekilde hak etmediğimi Dıngıl beye de sorarak görebilirsiniz." cümlesini ekliyor. Yaklaşık 4-5 dakika süren bu monolog sırasında Dangoz bey hayıflandıkça hayıflanıyor.
İsmail masasına geçiyor tekrar. Yazılabilecek tonlarca şey, hesabı sorulabilecek milyonlarca haksızlık varken, çok kısa istifa mektubunu yazıp yöneticilerine, patronlarına ve finans bölümündekilere maille gönderiyor:
"01.01.1995 tarihinde başlamış olduğum Sığır Lojistik firmamdaki görevimden 11.11.2011 tarihinde kendi isteğimle ayrılıyorum."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder